Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, yerel seçimlere ilişkin, “Bir şehrin hak ettiği iyi bir aday ortadaysa her partiyle de görüşürüz. Bu konuda ben siyasette ‘asla, mutlaka, ilelebet’ kavramlarını kullanmamayı öğrendim.” dedi.
Davutoğlu, TBMM’de gazetecilerle bir araya gelerek gündeme dair açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Emeklilerin durumunun son derece kötü olduğunu öne süren Davutoğlu, çalışan emeklilere 5 bin lira verilmesinin de Meclis’te görüşülen teklifte yer aldığını ancak dul ve yetimlere bu hakkın tanınmadığını söyledi.
Davutoğlu, çitçinin durumunun da iyi olmadığını, üreticinin 3 ton buğdayla 1 ton gübre alamaz halde olduğunu ileri sürdü.
Asgari ücretin yılda bir kere görüşülmesi tartışmasını da değerlendiren Davutoğlu, “Bu soyguna 12 ay aralıksız devam edelim diyorlar yani. Yüzde 61 enflasyon olacak, vereceğiniz asgari ücret zammı yüzde 30’larda vesaire olacak. Göreceğiz bakalım ne yapabileceklerini. Bizim hesaplamalarımıza göre hiçbir şekilde 17 bin-17 bin 500 lira bandının atında olmaması lazım.” ifadelerini kullandı.
Bunun işverene de yük getireceğini ancak sanayide üretimin düştüğünü ve ekonominin durağanlığa gittiğini öne süren Davutoğlu, gelecek dönemde hem hiper enflasyon hem de durgunluk göründüğünü savundu.
Davutoğlu, ekonomi yönetiminin büyük ümitlerle göreve başladığına işaret ederek, “Uyguladıkları tipik, neoliberal IMF politikaları. Hiç kimse lafı eğip bükmesin, Türkiye’de şu anda IMF olsaydı ne isteniyor idiyse onlar yapılıyor.” diye konuştu.
Bütçeye yönelik eleştirilerde de bulunan Davutoğlu, bütçe disiplininin kalmadığını ileri sürerek, “Bütçe göstermelik olarak Meclisten geçiyor, gerçek olarak Cumhurbaşkanı istediği zaman revize ediyor, istediği şekilde harcıyor.” dedi.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen ekonomiye yönelik teklifin torba teklif olarak getirilmesine de tepki gösteren Davutoğlu, “Bunlar torbacı. Torbacılar gibi ‘milletin cebinden ne alacağım’ ona bakıyor. Azaltmıştık ve kaldıracaktım. Çünkü torba yasa, yasa yapma tekniğine aykırıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Meclisin gücünün kırıldığını öne süren Davutoğlu, “Şu andaki bakanların hiçbirisi siyasi değildir, memurdur. Eski müsteşarlıkların yerini almıştır ve bakanların Meclis’te verilecek soruya cevap verme yetkileri, gücü, salahiyetleri ve bilgileri yoktur. Yetkin de olsalar yoktur.” diye konuştu.
Davutoğlu, iktidarın Filistin konusunda takip ettiği politikayı eleştirerek, Türkiye’nin İsrail’e hiçbir ambargo uygulamadığını öne sürdü.
Güney Afrika’nın Filistin’e politik desteğinin Türkiye’den çok daha ileri olduğunu savunan Davutoğlu, “Bizimkiler laf yapıyorlar. Söylemle milleti aldatıyorlar.” dedi.
Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin Meclisteki misyonunun milletin ahvalini çözecek önerileri gündeme getirmek, gerçek anlamda demokratik bir devlet işleyişini sağlayacak politika takip etmek ve Türkiye’nin uluslararası itibarını her açıdan korumak olduğunu söyledi.
Bir gazetecinin, Saadet Partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında İsrail’e giden ticari gemilere karşı limanlara yürümekten bahsettiği hatırlatılarak, eylemsel bir şey yapıp yapmayacakları sorulan Davutoğlu, bunu istişare ettiklerini bildirdi.
“Birinci aşama kendi adaylarımızdır”
Bir gazetecinin, CHP ve İYİ Partinin işbirliği olmadan yola devam etme kararı aldığını ifade ederek, yorumunun sorulması üzerine Davutoğlu, her partinin kararına saygılı olduklarını söyledi.
Davutoğlu, yerel seçimlerin genel seçimlerden farklı olduğunu ifade ederek, “Yerel seçimlerde işbirlikleri, ittifak demeyeyim, yerel ölçekli yapılabilir. Buna engel yok. Bizim prensibimiz şu. Halkın hak ettiği en iyi adayın çıkmasını sağlayacak şekilde çalışmalar yapmak. Birinci aşama kendi adaylarımızdır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kendi çalışmalarını gerçekleştirdiklerini ancak Saadet Partisi ile prensip kararı olduğunu, olabilecek yerlerde ittifak yapacaklarını vurgulayan Davutoğlu, “Bir şehrin hak ettiği iyi bir aday ortadaysa her partiyle de görüşürüz. Bu konuda ben siyasette ‘asla, mutlaka, ilelebet’ kavramlarını kullanmamayı öğrendim. Herkes için bu böyle. Bizim diyalog kanallarını açık tutmamız lazım. Türkiye’nin şu anda siyasete güvene ihtiyacı var.” diye konuştu.